aşkla kedi arasindaki 7 benzerlik.
Aşk denen yaban yaratık
İnsan sever, kovulmuştur ormandan
O munis tüylerinin karanlığından
Hep eskiyi daha eskiyi okşatır
Bir masal zamanı... Cinler padişahlar...
cope gider okuyup öğrendiğin
Açık pencereden girmiş arı
Çok daha önemli o gün kaybettiklerinden, kazandıklarından
Aşk denen yaban yaratık
Kıs kıs güler gözleri kapalı
Patisi parmaklarının arasında yumuşacık
Beş kıvrık keskin kemik
Girer çıkar girer çıkar uykunuza
Ormandasınız artık
Uçurumun tam kenarında
Kızgın fosfor, su değil
Baktıkça ta dipte pırıldayan
Çığlık çığlığa sabah...
Rüyaymış...
Aşk denen yaban yaratık evden kaçınca
“Tanrım ne yaptım da küstü bana...
Kapıyı nasıl oldu da açık bıraktım...”
Bir fotoğrafı var mı?.. Duvarlarda mı arasam?..
Ya ezildiyse?..
“Kısırlaştırmış mıydınız? Dönerse mutlaka kısırlaştırın...”
Evde olmuyor... Ormana...
Döner mi acaba?..
Bir gece aşk denen yaban yaratık
Ne dinliyorsan, nasıl duymuşsa, mırıl mırıl
Kapıda işte... Tüyleri didik didik
Acıkmış... Üşümüş o da
Senin gibi... Özlemiş... Canım canımmm...
Şehrin gürültüsü
Girmesin artık odamıza...
Uyuyor aşk denen yaban yaratık
Günlerdir gecelerdir uykuda
“Bir şeyi yok” diyor veteriner
“(Gülerek) bu çocuklar da bizim gibi depresyona girerler bazen...
Ameliyatın... belki... yan etkisi
Siz ona iyilik ettiniz...
Geçer...” Geçmiyor...
Suyuna on damla... Oyuncaklar...
Aşk denen yaban yaratık
Nasıl doğurdu “bitecek” derken!
Duvarda derin tırmık izleri, bir yün kazak
Paramparça
“Yüzüne ne oldu?” Alkol... geçirmiyor
Kimya... Sabah jimnastikleri... Uyku...
Şimdi anladım... Rüya dediğim...
Yaşadığımız şu anlamsız kargaşa...
Ev diye gizlendiğimiz orman...
Aptal bir güneş yanık kalmış
Uyutmuyor...
Kurtulduğun gün aşk denen yaban yaratıktan
Geceyi alip götürmüş
Yatağında tüyler, tüyler ağzında, boğazında
Su kabı... Sevdiği minder...
Ava çıkmıştır şimdi yeniden... yeniden...
Mumlar ve opücüklerin yandığı sofralarda
Boşuna arama
Son sözünü söyledi veteriner:
“Bu çocukların -ne yazık- ömrü bizden kısa...”
barış pirhasan.
İnsan sever, kovulmuştur ormandan
O munis tüylerinin karanlığından
Hep eskiyi daha eskiyi okşatır
Bir masal zamanı... Cinler padişahlar...
cope gider okuyup öğrendiğin
Açık pencereden girmiş arı
Çok daha önemli o gün kaybettiklerinden, kazandıklarından
Aşk denen yaban yaratık
Kıs kıs güler gözleri kapalı
Patisi parmaklarının arasında yumuşacık
Beş kıvrık keskin kemik
Girer çıkar girer çıkar uykunuza
Ormandasınız artık
Uçurumun tam kenarında
Kızgın fosfor, su değil
Baktıkça ta dipte pırıldayan
Çığlık çığlığa sabah...
Rüyaymış...
Aşk denen yaban yaratık evden kaçınca
“Tanrım ne yaptım da küstü bana...
Kapıyı nasıl oldu da açık bıraktım...”
Bir fotoğrafı var mı?.. Duvarlarda mı arasam?..
Ya ezildiyse?..
“Kısırlaştırmış mıydınız? Dönerse mutlaka kısırlaştırın...”
Evde olmuyor... Ormana...
Döner mi acaba?..
Bir gece aşk denen yaban yaratık
Ne dinliyorsan, nasıl duymuşsa, mırıl mırıl
Kapıda işte... Tüyleri didik didik
Acıkmış... Üşümüş o da
Senin gibi... Özlemiş... Canım canımmm...
Şehrin gürültüsü
Girmesin artık odamıza...
Uyuyor aşk denen yaban yaratık
Günlerdir gecelerdir uykuda
“Bir şeyi yok” diyor veteriner
“(Gülerek) bu çocuklar da bizim gibi depresyona girerler bazen...
Ameliyatın... belki... yan etkisi
Siz ona iyilik ettiniz...
Geçer...” Geçmiyor...
Suyuna on damla... Oyuncaklar...
Aşk denen yaban yaratık
Nasıl doğurdu “bitecek” derken!
Duvarda derin tırmık izleri, bir yün kazak
Paramparça
“Yüzüne ne oldu?” Alkol... geçirmiyor
Kimya... Sabah jimnastikleri... Uyku...
Şimdi anladım... Rüya dediğim...
Yaşadığımız şu anlamsız kargaşa...
Ev diye gizlendiğimiz orman...
Aptal bir güneş yanık kalmış
Uyutmuyor...
Kurtulduğun gün aşk denen yaban yaratıktan
Geceyi alip götürmüş
Yatağında tüyler, tüyler ağzında, boğazında
Su kabı... Sevdiği minder...
Ava çıkmıştır şimdi yeniden... yeniden...
Mumlar ve opücüklerin yandığı sofralarda
Boşuna arama
Son sözünü söyledi veteriner:
“Bu çocukların -ne yazık- ömrü bizden kısa...”
barış pirhasan.
1 yorum:
güzel
Yorum Gönder