2010/12/14

















I believe that everything happens for a reason. People change so that you can learn to let go. Things go wrong so that you appreciate them when they go right. You believe lies so you eventually learn to trust no one but yourself, and sometimes good things fall apart, so that better things can fall together.

2010/12/13

Sliding Doors






















küçükken izlediğim bu filmi o zamanlar çooook sevdiğimi sana anlatmış mıydım? kesin anlatmışımdır. dün yine izledim ve yine çok sevdim. ama bu sefer sana anlatmadım.

2010/12/11





















jessica alba&şeker yavrusu.
bu fotoğrafı görünce insanın çocuk yapası geliyor. çok fena.

Adventureland

















sonunda sevdiğim bir amerikan gençlik filmi oldu. neden? çünkü;
-eski zamanda geçiyor
-bu tarz filmlerde hep olan"yakışıklı olmayan garip genç" itici değil. gayet doğal
-seks konusunu abartmıyor
-baş karakterler derinliğe sahip
-lunaparkta geçiyor
-michael cera oynamıyor ya bi de..daha ne olsun!

ayrıca kristen stwart ın mütevazi güzelliğine bayıldım. öyle saçlarını atışı, hüzünlü bakışları falan. filmdeki karakteri de pek sağlam. hataları olsa da doğru bir insan, aynı erkek karakterimiz gibi. bu yüzden beğendiğim bir çift oldu kendileri. alkışlar.

2010/12/05

The Killer inside me





















uzun zaman sonra güzeeeeeeeeel bir film izlemek. işte budur.

cızbız ettin herkesi casey. pisliksin.

Whatever works




















kısaca ; bir woody allen filmi.

o kadar da sevemediğimi belirttikten sonra belki 7 puan diyorum.

He's just not that into you





















kısaca anlatmak gerekirse;
bööööööh.

2010/11/24

About a boy
















*gülmek
*eğlenmek
*güzel müzik dinlemek
*nick hornby kitaplarının hepsini bir anda okumak istemek
*bu yaştan sonra hugh grant'a aşık olmek :)

2010/11/21

Mary and max






















Only two things are infinite, the universe and human stupidity, and I'm not sure about the former.

Albert Einstein

2010/11/20


dün wristcutters'ı tekrar izlerken düşündüm de ne de güzel bir hatunsun sen.. ne kadar mesut olurdum azıcık benzeseydim sana. ay lav yu shannon soyadını yazamadığım güzel insan.

Whip it






















bazen şu filmler ne güzel şarkılar katıyor hayatımıza. o şarkılar da mutluluk katıyorsa bize, başka ne isterim.. put your arms around meeee........

http://fizy.com/#s/1qn4cy

2010/11/19

gel kaçalım buralardan Holden,
phoebe'yi de alırız yanımıza.

hem çok seviyorum seni,
biliyorum sen de beni seviyorsun.

4 months 3 weeks 2 days


















bu kadar gerçekçi bir film az bulunur, o yüzden bu filmi özel bir yerlere koydum.

10 üzerinden: 4 + 3 + 2 = 9

Twilight samurai





















benim babam toyota gibi adam diye övünen gerizekalı çocuklar olmasa.

benim babam twilight samurai gibi adam diye övünen çocuklar olsa şu dünyada.

o zaman daha çok yaşamak isterdim buralarda.

Karanlıktakiler





















ölmek kolaydı ama sen vardın..


sevdim bu filmi.

Pandora'nın kutusu




















aile, kaçamayız ki nereye gidersek.

2010/08/08

City Islands - çok sevimli


















cidden çok sevimli film. çatlak muzip karakterlerle dolu. yine o taşra ve aile sıkıntısı. favorim evin ufak çocuğu ve o şişko hatun oldu. emily mortimer de yine çok şeker ya aksanını yirim ben onun.
not: andy garcia nın oğlu rolündeki taş herife de bittim açıkçası. allah sahibine bağışlasın. (herif dediğim 86 lıymış lan. bööhü)

Youth in revolt - sıradan bi bağımsız


filmi çok seveceğimi düşünerek izlemeye başladım. fekat olmadı. aslında bazı sahneler komikti,güldüm eğlendim. hatunu çok cool sandım fakat o da fos çıktı. ve bu başrol oyuncusunu sevmediğime karar verdim bütün bağımsız filmlerde de bu oynuyo be. bi yürüsün gitsin. yazık lan o kadar da değil :)
neyse 10 üzerinden 5. byess

Inception & tatlı bir rüyaya dalacakken


çok güzel,süper,şahane falan.
ama en güzeli o aşk meselesi. hele o intihar. gerisini yorumlamak benim gibi düz izleklere kalmaz.
itiraf.com: saat gece 12'ye doğru tatlı bir uykuya daldım o yumuşak sinema koltuğunda. neyse ki ses efektleri sağlamdı da kaçırmadım önemli bişey. bu da benim böyle bir anımdı. böö.

2010/06/08

when you love someone
but the thrill is gone
and your kisses at night
are replaced with tears
and when your dreams are on
train to train wreck town
and i ask you now

what's a girl to do?

2010/05/02

Bright Star






















Şimdi bu post'a bir şiir yakışırdı ama yok bulamadım
Kendim yazayım diyorum hazır Keats gibi öksürürken
Film boyu karşılıklı öksürüşmüşken
Nayır nolmuyor
ama dur
evet bende fanny gibi anlamazdım şiirden
şimdi anlıyor muyum kimbilir
ama edip turgut severim
ama turgutu daha çok
yine de karar veremiyorum

bir de sakallis'i severim
fena deildir okuyun siz de
yeter artık
under byen
:)

2010/03/15

Bu gızı seviyurum - bilen bilir -

Crazy Heart






















Bu adam Bad değil iyi bi adam. ben sevdim çok kendisini. yıllar sonra çıkıp ben senin babanım dese yine de sevebilirim gibi. gibi gibi (kurt vonnegut tarzı)

birgün gideceğiz o country'ye. çöldeki boş benzinlikler bizi bekler.

2010/02/14

2010/01/28

Sherlock Holmes



















sherlock -- house
watson -- wilson

aksiyon kokulu bir house izledim sanki. robert downey jr. mı hugh laurie mi?
sorry hugh, eski aşklar unutulmaz :)



the greatest'ın bir akşam yemeğinde kalamiti'ye düştüğü not:

kalabalıklar
içinde
yalnızsın

2010/01/17

Ben seni limanda sevdim -4-





* Odessa / Ukrayna











* Allah yolunu açık etsin Erkut A

parliament (parlament) sinema kulübü


pazartesi sendromu ulan.
halbuki ne güzel filmler var izlenecek.
böhü







The Road
















aşmış görüntü, iyi oyunculuk, atmosfer perfetto, nick cave-warren ellis müzinkli fekat eleştirisel bir yanı yok. olsun ay layk it. russian movie mode. dönüş diye güzel bi film vardı babalı oğullu o geldi aklıma. hayat ne garip vapurlar felan.

puan da verelim tam olsun: 7,7

2010/01/11

L'auberge espagnole


















bu film bi üniversite mezununu yaşlı hissettirir. özlettirir. böhülettirir. çömezler izlesin len bunu.

Reality Bites














Lelaina: Can you define "irony"?
Troy: It's when the actual meaning is the complete opposite from the literal meaning.


İroniyi tanımlayabilen birileri lazım bu hayatta.